9 Aralık 2013 Pazartesi

Oğuz Uğur Olca / Karakış

Ayaz ve tipi,
çocukların dünden hazırladığı
kar toplarıyla elele,
bense,
çözülmez buzların düşünde,
ne varsa senden,
ve sana dair
beynime kilitli,
hücre diye bıraktığın
hasretine gizli
umutların hapsinde
mahkumum,
hain bu ocak gecesi
terkettiğin sevdana
bıraktığın al yazmana
sarıldım.
sensiz boşuna
çok ama çook,
üşüyorum.
Birazdan yalnızlığıma,
elveda diyeceğim.
Ölüme arife biçmişim,
kurşuna menzil.
uzaklarda bir sevda türküsü
"elif dedim kız dedim ,
kız ben sene ne dedim"
yakılı
dinliyorum.
Abdal çingenler,
oysa bensiz çoktan
komşu köye gitmişler.
seni habersizce
roman kızlarından sordum
"dağların eteğindedir
belki de yele kapılmış
tut rüzgarın elini"
dedi biri,
" bulursun!"
cemlere girdim aradım,
bakındım yokluğuna.
senin yerine sende,
divane nefesinde,
sakiyim
umutda beste
rüzgar elimde,
sensiz esiyor
semahında dönüyorum.
Sararmış yeşilin üzgünü
yıldızı yok dolunayın,
bozgun yemiş utkularım,
muhbirdir zaten pusular,
romanları
karayazılara çizmişler,
gönlüme sardığım
bir tutam sen,
Dersim'de,Munzur'dayım,
linçin adı,
burada ağıtlara gömülü,
direnişe kazılı siperler
hürriyet,bağımsızlık
ve aşk,
koynumda bıçak yarası
kanıyorum..